7.22.2009

gunes tutulmasi


100 yilin en uzun gunes tutulmasi bu sabah erkenden oldu bitti. hindistan'da cok net izlenmis, bu sabah resimlere baktim, nasil olmak istedim orda. resimlere bakarken kendimi cok ilkel bir yerde gordum, kabile gibi, gunes, ay, su ve toprak uzerinde hayat kurmus olan bir varlik. oyle bi rahatladim ki.

2 sene onceki gunes tutulmasini hatirliyorum. firtinali bir ay gecirmistim. yeni insanlarla tanismistim, uzaklara uctum gezdim, sonra istanbul'a gelme kararim daha da kesinlesti ve hirsiz evime girmisti.

tutulmalar benim icin cok onemli. bu pazar yeni evime tasiniyorum. anadolu hisari'nda yaklasik 1 sene kaldim ve o zaman da tasinmadan once ay tutulmasi olmustu. beykoz orman manzaram, komsularim, koyumsu havasi, dik yokusu, hepsini ozleyecegim. bakkal'da bir seferinde yarim yagli sut gormustum, gidip alayim dedim 2 gun sonra, adam evine goturmus cocugu icsin diye cunku alan olmamis. sucumla sistem kurmustuk, parayi bidonun altina koyuyordum, o bana yeni suyumu getiriyordu. boyle seyleri ozleyecegim. falan filan.

ama harekette olmazsam rahatlarim ve tembellesme olur. tutulmalar iyi ki var cunku tembellikten uzak tutuyor. degisimi zorluyor. degismezsem tutulmalarda kendimi yerim herhalde. haftasonu thai masaja gittim. 2 sene sonra thai masaji baska biri bana yapti. tam da tutulma haftanin kendime hediyem. ruhun rahatladiginda daha keskin dusunce ortaya cikiyor ve odak kaymiyor. iste gunes tutulmanin bana verdikleri.

7.21.2009

japonya da bir firdevs var



firdevs su anda japonyada. orda jorjitsu sensei-sini gormeye gitti ve ordayken bir takim sinavlardan gececek- kendisini gelistirmeye adayan bir arkadasim.

hindistan nasil benim icin bir bilinc asamasi olarak sembolize ediyorduysa, japonya firdevs icin onemliydi.

yogini evime gelirdi, espresso kahve icerdik, kurabiye yapardim ve gece boyunca bilinc konusunu uykumuz gelinceye kadar konusurduk. ev hediyesi olarak bamboo ruzgar cani getirmisti. yeni evime takacak yerini belirledim bile. firdevs dondugunde ayni kisi olmayabilir ama daha farkli daha derin biri olarak doneceginden eminim.

istedigini yapabilmek, hayatinin tadini cikarmak ve boyle adimlar atmak beni acayip mutlu ediyor.

7.20.2009

puma is back home

day 4 and puma was still out. puma is a big black cat. housecat. crystal and scott got home from their european vacation, back home to 7 cats and me :) to only receive news that puma was out on the streets for 4 days.

the bakkal lady had seen him sleeping in front of the apartment. then someone had thrown water on him so he wouldn't. he had hissed when kids approached him. at least he had been seen. how could he not be...he is huge.

crystal, scott, jody and i walked the streets. crystal walked on the hour every hour. puma wasn't even her cat. all she had was a can of tuna, a spoon to hit it with and a name. puma.

6 a.m. sunday morning he was found. he came out from under a house, knew he was being addressed, surrendered into her arms and was brought back to the home he had known for only a week. he had moved from beirut you see and had moved twice in a span of a week in turkey.

what did puma do when he came home? he passed out purring on his owner's pillow. crystal gave a thumbs up to all the people in the neighbourhood. buyuk siyah kedi evde.

7.17.2009

B.E.

bulent ersoy'u tanimam, gecmisini bilmem, su anda ne yapar hic haberim yoktur hatta soradabilirsiniz ee bu yaziyi neden yaziyorsun. cunku etkilendim. hayran kaldim.

gecenlerde televizyon programinda 20 dakika izledim. bulent ersoy baska birinin programinda, sahnede bir kirmizi kadife devasa koltuk ve koltugun ustunde pirlanta gibi parlayan harfler "B.E." elinde pirlanta kapli mikrofon, parmaklarinda parlayan noktalar, onundeki masa parliyor ve dudaklarindan kelimeler cikiyor da odaklanamiyorum.

orda anladim, biz insan degiliz. ruhlarimiz insan bedende ve insan olmaya calisan varliklariz. ruhumuz kendisini ifade etmek icin neler yapiyor- resim yapiyoruz, fotograf cekiyoruz, yemek sanatini ogreniyoruz, bankacilik sektorde finans paketlerini duzenliyoruz (o da bir sanat), en basit masamizi duzene sokmaya calisyoruz, calisma hayatta enerjimizi veriyoruz...B.E. de B.E. koltugundan kendisini halkla paylasiyor iste.

ifade etme cesaretine saygiyla bravo diyorum

7.08.2009

MJ

yine agladim. kac tane sarkisi beni kac tane anlarda kurtarmistir, heyecanlanmisimdir, dans edip kendimi kaybetmisimdir, karaoke yaparken michael taklidini yapmisimdir...john mayer'in caldigi "human nature" parcasini ekliyorum buraya.
http://bumpshack.com/2009/07/07/john-mayer-%e2%80%98human-nature%e2%80%99-michael-jackson-memorial-video/

suda

sabah sabah iskelede vapuru beklerken buyulendim. sunun kiyiya vuran dalgalari (tanker yeni gecmisti), sunun miril miril bitkiler uzerinden gecmesi, hersey yavasladi gibi oldu. arkama sicak bir gunes vuruyordu, suya keskin bir isik, ve gozum suyun icine bakmaya basladi ki binlerce minik minik balik gordum. gunesin vurdugu yerde duruyorlardi. o cizgide yuzup disina cikmiyorlardi. gumus yildizlar gibi parliyorlardi. yanimda da bir sokak kopegi ayni gunesin altinda uyumakla mesguldu. ayni anda bir cok farkli anlar.