11.24.2011
my friend who lives 100%
it's Jo. Jo from south africa.
i met her in the spring of this year at a party and after a coffee couldn't get enough. she gave me the courage to believe in many things: spinning, tanning, laughing loud and hard, doing what feels hard to do but necessary to combat boredom and status quo, to keep searching and to keep growing. it was her insight that helped me bring perspective to my own life and helped me channel my thoughts in a direction that would lead me to cool adventures.
for example when we were talking about zeynep's death and i told her it felt like i was walking in a vacuum, she said it may feel like being at the edge of a pool and you want to jump in and have a sudden realisation that she is gone but this whole process is a little like wading in and you don't know you are in the water until you see youself completely in it accepting and waded.
Jo talks fast and you better hold on for a great ride. she loves dr. seuss and she convinced me that i needed to memorize "oh the places you will go". one of my
favorite part is:
Out there things can happen
and frequently do
to people as brainy
and footsy as you.
And then things start to happen,
don't worry. Don't stew.
Just go right along.
You'll start happening too.
OH!
THE PLACES YOU'LL GO!
11.18.2011
zeynep
dun sisli camii'de zeynep'e elveda dedik hep beraber. inanamiyorum, cok gencti, nasil olur boyle birsey...demek kolay, hatta aklima ilk gelen seyler. ama birini kaybetmek degil de o kisi hayatima en buyuk ne birakti sorusunu kendime hatirlatmaya calisyorum artik.
zeynep kendi ozel hayatini paylasmazdi ama hoslandigi insanlarla vakit gecirmeye severdi. geceleri disari cikmazdi ama biz hazirlanirken ve gozlerimizi boyarken onunki de boyanirdi. haftasonu brunchtan sonra biz dukkan sukkan gezerdik, zeynep eve gidip dinlenirdi. sevmedigi, istemedigi seyleri yapmazdi ama bizim yaptigimiza da tepkisel degildi. grubun dinamigini bozmaz, sessizce cekilir ve herkes devam eder. kendi aliskanliklarina sadikti ve yeni insanlarla tanismak, farkli birsey tatmak, gunun nereye gidecegini bilmeden macera yasamaktan da cekinmiyordu. istedigi sekilde yasadi ve kimseyi incitmeden ve yormadan. butun dunyayi dolasmis, aksam eve gelip onlarla "true blood"i seyrettigim oldu, sukiiii sukiii deyip sacmaladigimizi, youttube'da tarkan'in sarkisini dinlerken dans ettigimizi, en sevdigi puantiyeli esofman ustuyle bize gulerdi.
onu ozlememek mumkun degil. farkli bir zamanda, farkli bir yerde yine bulusmak uzere...
11.04.2011
birsey dogru oldugunda
aslinda hayatta ne yasiyorsak o anda onu yasamamiz gerekiyor tam benligimizle
ama ne yasamak istiyorsak onun secimi de bize ait
ve ne sectiysek o anda o an icinde bizim icin dogru olan an
ama ama mama maaami
yani hayatimizda aslinda hersey dogru eger o ani yasamaya varligimizla yasarsak
ve dogru oldugunu sakinligimizle yasadigimizda hersey akiyor
hic zorlamadan
yani o anda yargi yoksa, dusunce yoksa, bugun ne pisirecegim, isteki bilmem kim kiriciydi dusunceler falan yoksa, ve sadece icimizdeki o sakinligi hissedip atiyorum yemek yiyorsak, telefonda konusuyorsak, alisveris yapiyorsak, araba kullaniyorsak, o zaman dogru yoldayiz cunku dogru olan karmasik dramatik ve kafa karistirici olmaz. hersey tikirtikir birbirine girmeden islemeye basliyor.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)