1.23.2009

ozge'nin arkadasiyim


ozge farklidir. seni anlamak icin ozge saat kacta uyanirsin, kahvaltida ne yersin, oglen arasi ne yapmayi secersin, is anlasmalari yapmadan once kafandan gecenler nedir, dugun kiyafetini katlayacakmisin yoksa elinde mi tasiyacaksin sorar. kedisiyle tartisir sonra da barisir ve bunun hepsini yaparken gozlerinin icine bakar.

ozge pilates hocasi ayni zamanda. onunla birlikte pilates yaptim ve canim cikti. iyidir. hemen sonra da hamama gittik ve ayaklarimizi inceledik, iste seninki uzunmus benimki genis gibi konusmalar.

ozge'yi cok severim. kendin gibi ol felsefesi beni rahatlatir. ilk tanisitigimda ankara'da tribeca'da ozge'nin onunde macchiato, portakal suyu, cola ve bir tatli vardi. oturduktan sonra da alakasiz seyleri yedi icti. orda zaten ozge'yi kalbime aldim. ozge neyse oydu.

istanbul'a geldigimde elinden geleni yapti yanimda olmak icin. kendisi hafif bulanim gecirirken bana geliyordu ama aslinda benim o siralarda barindigim evlerde. owo'dayken, atolye calismalarinda, banka isimde hep bir araya geliriz. caniiim benim diye sikica sarilir ve uzun boyuyla kucaklamasinin icinde kaybolurum.

birlikte baya dolasmis olduk saka maka. ingiltere'de beraberdik. sonra bodrum'da. ankara'daki hikayelerimizi kapatip simdi istanbuldayiz. hikayelerimiz surekli yenileniyor.

Hiç yorum yok: