3.10.2009

james bond hayranligim ve ona diyeceklerim var


hepsi 5 yasimdayken roger moore'u izlerken oldu. mavi gozleri, yandan siritmasi, her yerden sag cikmasi, egzotik yerlerde yuzmesi ve muthis klasla yasamasi...bunu patronumla konusuruz. bazi sabahlari gunumuzu james bond ile acariz. benim MG arabasina hayran oldugumu itiraf etmemle basladi bu konusmalarimiz. universitedeyken bir arkadasim 1970lerin MGsine bindirmisti. icindeyken kendimi ozgur hissettim ve bond-luk duygusunu kesfettim kendimde. istanbul'da etiler'de yururken patronum MG gordu bak senin araban dedi. dun kartaldaki toplantidan donerken bak babanin collectible mercedesleri gordun mu dedi ordaaa dedi. bu sabah sana yakisan araba aslinda alpha romeo spider 1967 dedi sonra kendi hayallerin arabasini google'da buldu. iki tane james bond ruhlu insaniz iste.

yeni james bond'u seviyorum ama raydan cikmis bir hali de var. tuhaf duygusalligi, melankolik takilmalar, sinir patronu...yani ozgur ruhlu, yaramaz, flortoz, uzerinde tabanca tasir ve yakisan bir saat mesela. yeni james kendisini parcaliyor ve kinci terrorist gibi etrafta...yani bildigim james degil. patronuma belki bir bunalim geciriyor dedim. bu kotu bir donem onun icin dedim. james artik iyiles derim. yeter artik bu karanlik takilmalari.

Hiç yorum yok: